18 Temmuz 2012 Çarşamba

Gümüşlük Club

2 gün Bodrum'a gidip değişik koylar görelim dedik. Bir önceki yazımda dediğim gibi Bodrum'a indiğim an geldiğime pişman oldum. İstanbul'u aratmayacak bir trafik ve tam bir insan seli vardı. Son günümüzde gittiğimiz mekan on numara olunca güzel bir kapanış yapıp yuvama döndüm. Gümüşlük koyunda "Gümüşlük Club" diye bir mekan. Aslında herkes biliyormuş da ben yeni öğrendim ve yeni gördüm. Plajı ve denizi çok kötü ama cafe bölümü gerçekten çok keyifli; yaklaşık 5-6 saat vakit geçirdik hiç sıkılmadan. 40 derece sıcak olmasına rağmen, ağaçların altında oturduğunuzda üşüyorsunuz çünkü inanılmaz serin bir koy. Tüm gün bacaklarımızı uzatıp kitap okuduk denize karşı, her nekadar denize girmek içimizden gelmese de görüntüsü yetti. Öğlen saatlerinde acıktığımızda, imdadımıza Ermeni asıllı Şake ( umarım bu şekilde yazılıyordur ) teyzenin parmaklarımızı yedirtecek mezeleri yetişiyor. O kadar orjinal lezzetler vardı ki ne seçeceğimizi şaşırdık desem abartmış olmam. Masamızda vazgeçilmezimiz deniz börülcesi ve patlıcan ezmesi vardı. İlk defa denediğimiz ayvalık mezesi ve kalamar mücveri anlatılamaz çünkü o kadar idaalı bir lezzet. Yanında bol soğanlı yeşil salatamız, soğuk tuborg biralarımız vardı. Akşamüstü de demleme çayla kapanışı yaptık. Aslında burası gündüzden ziyade gece hareketlenen ve sakin tatil anlayışına sahip insanların tercih ettiği Gümüşlük'ün tek eğlence mekanı. Jazz grupları, manga gibi farklı türlerde müzik gruplarını ağırlıyor. Bir geceyi burda geçirmek ve keyifli ortamı yaşamak isterdim ama artık bir dahaki sefere... Bu arada fiyatlar çok normal tüm gün ordaydık yemeğimiz,biramız, çayımız, kahvemiz için kişi başı 40'ar lira verip çıktık.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder