19 Eylül 2014 Cuma

2 yılımın tek tatili " Thassos "

Kız kıza tatili her zaman sevmişimdir. En kendin olabileceğin, en doğal olabileceğin hatta bazen dozunu kaçırabileceğin :) yerdir onların huzurlu yani. Bizim kızlarla planlı, programlı bir şey yapmanız zordur. O yüzden yine son dakikada, yine koşturmalı, kavgalı gürültülü bir plan yapıp tatile gideceğimiz güne geldik :)) Bayramda malum bütün yollar kilit olacağını düşünerek ters istikamete gidelim dedik ve Thassos'u seçtik. Gerçekten de doğru bir karar vermişiniz hemen hemen normal saatlerde Kavala'ya varmıştık. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim. Biz otobüs firması olarak ulusoy'u seçtik fakat bu kadar rezalet bir hizmet olamazdı. Kesinlikle tercih etmeyin. Dönüşte Türkçe ve İngilizce bilmeyen şöför ve muavinle yolculuk etmek mi dersiniz? Koltukları 2 kere satmak mı dersiniz? varda var yani. Orada tanıştığımız birkaç kişi sadece Kavala'ya seyahat düzenleyen bir firmadan bahsetti gerçekten çok daha ucuz ve çok iyi hizmet sunuyorlarmış tek kötü haber ismini hatırlamıyorum :)


Neyse efenim sabaha karşı Kavala'ya ayak basıp güzel bir feribot yolculuğu yaptık. İndiğimiz yerin kalacağımız merkeze uzak olduğunu anlayınca arabayı zar zor oradan kiraladık. Feribotla ilgili anlayamadığımız bir durum oldu sanırım çokta araştırmadığımız için. Kavala'dan direkt Limenas'a feribot varmış. Birde Keramoti'den feribot daha kısa ve daha ucuzmuş. ( arabayla geliyorsanız kesinlikle bu istikameti tercih edin ). Adaya geldik Limenas merkezdeki villamıza ( Abbacy Katina's Castelleti ) yerleştik. Evet gerçekten dublex villaydı. Hem merkeze yakın, hem tertemiz hemde ucuzdu. Reklamlardan sonra :) üstümüzü başımızı değiştirip hemen denize gittik. İlk gün tatilin hep en kötü günüdür. Neredeyim ben ? Nereye gitsem? Şu tavsiye vardı ? Aman şuraya gitmeyin demişlerdi. Falandı filandıyla geçiyor. Bizde yakın diye Golden Beach diye bir plajına gittik. Bir daha gider miyim? Asla !! Ama ilk gün için sakin, yiyip içip yattığımız bir gün oldu.


Handuşum bu foto sana gelsin :)


Her tatilde bir Jamaikalı'ya yaptırdığımız ip bilekliklerimiz bu sene Leyloşu'da unutmadık :)

İlk günümüzün akşamı da fiyaskoydu. Simi Restaurant diye Limenas merkezde çok ünlü bir restaurant var. Yer bulmak mümkün değil. Bu arada Her yer Türk ve 34 plaka olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Çekirge sürüsü gibi bir yeri istila etme süremiz çok kısa. Yaklaşık 1 saat masanın boşalmasını bekledik, baktık ölüyoruz açlıktan ertesi gün içinde rezervasyonumuzu yaptırıp yanındaki bir restauranta gittik. .Adamların her şeyi ama her şeyi kötüydü. Ama biz yinede mutluyduk :)



Damla sakızlı Uozo. Ben sevdim ama kızlar baya tiksindi :)

Ertesi gün keşfettiğimiz " Remezo " adlı cafeye kahvaltıya gittik. Yunan adalarında şöyle bir dengesizlik var. Akşam yemeklerinde deli gibi yiyorsun, içiyorsun kişi başı max 20 euro veriyorsun. Bu fiyat kahvaltıda da bu şekilde, bir omlet bir frappe 12-15 euro arası çok gıcık birşey. 


Kahvaltı sonrası koca bir çınar ağacının altında olan bir cafede içtiğim frappe inanılmazdı. Adada ki en iyisiydi.


Kahvaltıdan sonra çok ünlü olan " Marble Beach " 'e gittik. Belli bir süre ana yoldan gidiyorsunuz ve sonra 30 dk sürecek çok kötü bir yola giriyorsunuz. sabrederseniz sizi bir cennet bekliyor. Ama size şiddetle tavsiye edebileceğim tek şey marble beach'e akşam üzeri mini şezlonglarınızı, soğuk blushınız ve meyvanızı alıp gidin. Hem o kalabalığı çekmemeniz hemde kavurucu sıcağa maruz kalmamız için güzel bir çözüm. Çünkü plajda hiçbir tesis ve şemsiye bulanmamaktadır.



Evet ayak !! Napıyımm taşın güzelliğini görün diye :))



Suya para vermek zorunda değilsiniz her yerde su içebileceğiniz kaynak ve çeşmeler var :)

2. günün akşamı çok istediğimiz Simi Restaurant'a gittik. Gerçekten niye o kadar izdiham olduğunuz anladık. Her şey çok lezzetliydi. Deli gibi deniz ürünü ve içkinin sonucunda kişi başı 20 euro ödedik :)


Fix mi? Mythos mu? sorusunun cevabını bulduk. Yerel halka rağmen Mythos :)



Buziki çalanlar çok sempatiklerdi jest olsun diye arada Türkçe şarkılar bile çalıyorlar :)


Simi Restauranttan gün batımı ...

Gelelim 3.güne... Adanın diğer koylarını keşfetmek için yola koyulduk. Alyki beach'e gittik fakat Türkler tarafından istila edilmişti, tek bir havlu atacak yer bulamayınca bizde denize girip ki denizi gerçekten muazzamdı ve güzel bir öğle yemeği yeyip oradan ayrıldık. Yalnız şöyle bir sıkıntıları var yunanlıların, inanılmaz agresifler. Yoğunluğa cevap verememenin stresinden kaynaklandığını düşünüyorum. Bayram gibi bir süreç doğru değerlendirme yapmak için yanlış olacak sanırım. 




Baktık denize giremiyoruz Alyki'ye gelmeden bir plaj var. Adı " Agios Ioannis Beach "
Aynı deniz, daha az populer, çok salaş, çok güzel..



                                 Merkezde Lunch Box'da dondurma yemeği unutmayın :)




Dönüş olunca şirin bir köy olan " Potamia " da Oğlak çevirme yedik pek bir meşhurmuş. Ben pek beğenmedim. Ama akşamüstü rakısı ve muhabbeti güzel oldu.


  

Tatilimzin en duygusal anları onu bulduğumuzda başladı :p Evimizin önünde yeni doğmuş ve çok hasta bir kedi bulduk veteriner serüveni, ilaçla,r beslemeler derken birde aile bulduk Chara'mıza
( Yunancada mutluluk demekmiş ) içimiz rahat geri döndük :)


        Son günümüzde Limenas'a çok yakın olan " La Scala Beach " e gittik. Çok kokoş ve güzeldi 



Son yemeğimiz çok hoştu. Feribotu beklerken o sıcakta koca bir tabak makarnayı gömdüm valla :)

Tatilimizin özeti şöyleydi Yunanlılar adalara bizden daha güzel bakmışlar. Bizim gibi her koya bir tatil köyü, bir 5 yıldızlı otel dikme hevesi yok. Her yer yemyeşil ve çok yalın. Size tek tavsiyem bayram harici tarihlerde gitmeniz :))


7 Ağustos 2014 Perşembe

Tatlı Haberler...

Evet biliyorum aylardır yazmıyorum. Hep aklımın bir köşesini kemirip durdu " Yazmalıyım, bir şeyler paylaşmalıyım " diye. İş dışında evde artık pek yemek pişiremediğim için paylaşımlarda azalıyor maalesef :( 
Hayatımda çok tatlı değişiklikler oldu. Biraz onlardan biraz başka şeylerden bahsetmek istedim.Benim için bir rüya, inanılmaz bir deneyim olan Mikla'dan zamanının geldiğini düşünerek ayrıldım. Hayatımda işle ilgili aldığım hiçbir karardan pişman olmadığım gibi bundan dolayıda pişman değilim. Biraz dinlendikten sonra çok huzurlu ve tatlı bir yerde işe başladım. Adı " Maya ". Burası bana sevdiğin işi yaparken eğlenebileceğini, bir şeyler üretebileceğini en önemlisi de bir birey olduğunu ve beynini kullanabileceğini gösterdi. Maya ile karşılaşmasaydım kafamda " acaba " lar dolaşmaya başlamıştı ama yeni işimle çok doğru bir adım attığımı tekrardan anımsadım.
İkinci tatlı haberim gerçekten tatlı haber :) Artık yavaş yavaş ticarete atılayım dedim ve evde reçel yapıp satmaya başladım. Tabi kendim normal olmadığım için reçellerim de benim gibi  normal değiller :) Şuan sadece " Elmalı Acı Biber Reçeli " yapıyorum. İlk düşündüğünde, arnavut biberinden reçel mi olur diyor insan ama gerçekten orijinal bir tat oldu. Reçel deyince sadece kahvaltıda tüketilir sanıyoruz fakat kahvaltı dışında birçok ana yemekle eşleştirme yapabilirsiniz. Mesela ben acı biber reçelimi et, balık ve tavuk gibi ana yemeklerin yanında tüketmeyi daha keyifli buluyorum. Zaten ilerde ki paylaşımlarım da reçelin kullanım alanlarını göstermeyi planlıyorum :) İlerde reçel çeşitlerini arttıracağım. Bunun için denemeler yapıyorum. Sıradan şeyler olmasın benim gibi deli olsun istediğim için beklemede kalın :)) 
Bu arada  " Ay ben çok merak ettim nasıl olmuştur ki bu reçel " diyen varsa :) sipariş için banbanrecelleri@gmail.com 'a mail atabilirler. Markamın isim annesi Saruşuma çok teşekkür ederim. Sıradan şeyleri ve isimleri sevmediğim için çok içime sindi :) 
Reçellerimin iştah açıcı birkaç fotoğrafı ile şimdilik veda ediyorum size...  :)





19 Eylül 2013 Perşembe

Öteki Egzersizi

Öteki, bana olmayı öğrettikleri, ama ben olmayan kişidir. ( Alıntı : Piedra ırmağının kıyısında oturdum, ağladım ) Çoğu zaman ve çoğu kişi öteki olmaktan kaçamaz. Yaşamları boyu, yaşamak zorunda oldukları standart hayatları sürdürürler. Neden öteki olmayı isterler? Belki gerçek ruhları ve hayalleri ile yüzleşmekten korkarlar ve bunlara ulaşmanın uğruna gösterecekleri fedakarlıklardan çekinirler, belki de tembellik ederler. Ben, öteki benle uzun süre önce vedalaştım ve gerçekte her zaman olmak istediğim kişi olmaya karar verdim. Şuan, hayalini kurduğum şeyin tam ortasındayım. Başarabileceğimi biliyordum ama bu kadar çabuk olacağını tahmin bile edemezdim.  Okul sonrası zorunlu staj için, her zaman hayranlıkla takip ettiğim ve bir gün o mutfakta olacağım diye hayalini kurduğum bir restaurantta stajyer olarak başladım. Sonunda ordaydım, bunun heyecanı tarif bile edilemezdi benim için. 4 aylık staj sonrası benimle devam etmek istediklerini söylediklerinde beynim " Başardım, başardım " diye çığlık atiyordu. İstanbul'un en iyi restaurantında işe başlamıştım. Demek isteyince, savaşınca, inanınca herşey oluyormuş.
Peki hayalleriniz için nelerden vazgeçersiniz?
Bu soruyu bu sıralar beynim çok tekrarlar oldu. Zaten birçok şeyden vazgeçmiştim ve bunun devamınında geleceğini biliyordum, ama asıl soru buna ne kadar uzun süre dayanabilirsiniz?
Vazgeçtiğim şeyler arasında, aynı evin içinde özlediğim ailem, yapmaktan zevk aldığım hobilerim, haftada en az iki kere görmezsem ruhumu eksik hissettiren dostlarım, tatiller, yeni şehirler, yeni mekanlar, konserler, sokaklar, bir yerde hiçbir şey yapmadan 10 dakika sakin oturma lüksü, filmler, özel günler,uyku bazende nefes...
Günde 12 saat sürekli ayakta çalışmak ve size kalan sadece 6 saat uyku ve kahvaltı edecek 1 saat. Bu mesleği çok seviyorum hiç pişman değilim ama sosyal hayatı bazen de sizi öldürdüğü inkar edilemez bir durum. Hele ki artık bu kaybolmuşluğun içinde herkesin sizi unuttuğunu hissetmeye başladıysanız. Herşeye rağmen mutluyum.
Verdiğim karardan dolayı kendimle gurur duyuyorum ve herşeyin çok daha güzel olacağı günlere çok az kaldığına inanıyorum.

13 Ocak 2013 Pazar

Elmalı Tart

Çok hafif, lezzetli ve yapımı kolay bir tarif. Afiyet olsun...

Malzemeler ( Hamur için )

- 2 su bardağı Un
- 125 gram tereyağı
- 1 adet yumurta sarısı
- 1 çimdik tuz
- 1 tatlı kaşığı şeker
- 50 ml su

Krema için 

- 2 adet yumurta
- 2 çorba kaşığı şeker
- 4 çorba kaşığı krema
- 2 paket vanilya

- Elma
- Tarçın

Hamur için gerekli olan malzemelerin tümünü karıştırın ve homojen bir kıvama gelene kadar yoğurun. Strech filme sarıp 30 dakika kadar buzdolabında bekletin. Merdane ile tart kalıbınıza göre ince bir şekilde açın. Kalıbınızı yağlayın ve hamuru yerleştirin. Çatalla hamurun üzerinde delikler açın. Krema malzemelerinin hepsini karıştırıp iyice çırpın. Elmaların kabuklarını soyun çekirdeklerini çıkarın ve yarım ay şeklinde ince ince doğrayın. Elmaları kalıba yerleştirin ve krema sosunu ekleyin. 180 derece fırında 40 - 50 dakika arasında pişirin. Çıkardıktan sonra üzerine tarçın serpin ve dondurma ile servis edin.


12 Ocak 2013 Cumartesi

Hamsili Pilav

Hopalı olarak en sevdiğim Karadeniz yemeklerinden biri hamsili pilavdır. Yapması yemesi çok keyifli bir yemektir. Afiyet olsun..

Malzemeler ( 15 Kişilik )

- 2 kg Hamsi
- 4 su bardağı pirinç
- 5,5 su bardağı sıcak su
- Yarım demet dereotu
- Yarım demet maydanoz
- Yarım demet nane
- 5 çorba kaşığı kuru nane
- 6 adet soğan
- 1 tatlı kaşığı kimyon
- 2 tatlı kaşığı yenibahar
- 50 gram çam fıstığı
- 100 gram kuş üzümü
- 2 tatlı kaşığı tarçın
- 2 çorba kaşığı pul biber
- 2 tatlı kaşığı karabiber
- Yeterince tuz
- 1 tatlı kaşığı şeker
- 1,5 su bardağı zeytinyağı
- 4 çorba kaşığı tereyağı


Hamsiyi yıkayıp kılçıklarını çıkartın. Soğanı küçük küpler halinde doğrayın. Tenceremize zeytinyağını ekleyin ve soğanları kavurun. Taze yeşillikler dışındaki tüm baharatları ekleyin. Biraz daha kavurduktan sonra pirinci ekleyin ve 15 dakika kadar kavurun. Bu işlemi yaparken tereyağınıda ekleyin. Sıcak suyu ekleyip pişmeye bırakın. İç pilavımız piştikten sonra 15 dakika kadar demlendirin. Hafif soğuduktan sonra ince kıyım doğradığımız dereotu, nane ve maydanozu ekleyin ve iyice karıştırın. Tepsimizi yağlıyoruz ve hamsilerin derileri tepsinin altında kalacak şekilde diziyoruz. İç pilavımızı tepsinin kenarlarında boşluk bırakacak şekilde ekliyoruz. Kenarlarına hamsileri yerleştirip pilavi kenarlara doğru yayıp yan duvarlardaki hamsileri sabitliyoruz. En son üzerine de hamsileri düzgünce ve sık bir şekilde diziyoruz. Fırına vermeden önce üzerine tereyağı ve kırmızı acı toz biber serpip 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.











9 Ocak 2013 Çarşamba

Baharatlı Patlak Mısırlar :)

Bu karda kışta ne yapılır tabi ki sıcacık yorganın altında film keyfi... Film söz konusu olunca ayrılmaz parçası patlamış mısır. Klasik tariflerden sıkılanlar için baharatlı tarifler yaptım. İlki acılı bol baharatlı 2. si tatlı bir tarif.
Yanına da soğuk bira iyi gidiyor bilginize ... :))


Malzemeler

- Mısır / doğal olarak :)
- Toz kırmızı biber
- Karabiber
- Kimyon
- Yenibahar
- Kuru fesleğen
- Köfte harcı
- Tuz
- Yağ

Yağı ve tüm baharatları tencereye ekleyin. Yağ ısınınca mısırları ekleyip biraz kavurun ve patlamalarını izleyin :)


Dipnot : Onlar yanık değil baharat :))


Evettt şimdi tatlı patlamış mısırımızda...

Malzemeler

- Mısır
- Şeker
- Tarçın
- Yağ

Yağı ve tüm baharatları tencereye ekleyin. Yağ ısınınca mısırları ekleyip biraz kavurun ve patlamalarını izleyin :)


Bu havada evde mi oturulur azıcık eğlenelim diyenlere de farklı bir fikir olması açısından aşağıdaki resimlere bakmalarını öneriyorum .... :))


Bahçede sucuk ekmek ve şarap ...


Birde gelenekten ucube kardan adamımız :))





1 Ocak 2013 Salı

Pesto soslu kremalı mantarlı makarna :)

Yeni yılın ilk yazısı :) Herkese iyi bir yıl dilemeden önce sizi mutlu edecek kararlar vereceğiniz bir yıl olmasını diliyorum. Yapabileceğiniz ve yaptığınızda sizi özgür ve mutlu edecek şeyleri yapın. O zaman yaşadığınızı ve nefes aldığınızı anlayacaksınız. Benim açımdan 2012 kabuğumdan çıktığım, radikal kararlar aldığım ve ruhen özgürlüğümü ilan ettiğim bir yıldı. " Sadece ben ve benim isteklerim önceliklidir " kuralını benimsedim artık ;)  Bunun farkında olacağınız bir yıl olmasını diliyorum ...

Evettt tarifimize gelince görüldüğü gibi başlık uzayıp gidiyor :) ama bu makarna inanılmaz lezzetli oldu yaa. Pesto sosun giripte mühteşemleştirmediği bir gıda yok zaten onu keşfettim :) Yanına salata ve kırmızı şarapla inanılmaz güzel bir akşam yemeği mönüsü oluyor bilginize ... :)


Malzemeler

- 1 paket Spagetti makarna
- 500 gram mantar
- 1 paket krema
- Pesto sos (Fesleğen, çam fıstığı ( kavrulmuş ), sarımsak, zeytinyağı, tuz, karabiberi ve parmesanı blendırdan geçiriyoruz)


Makarnamızı haşlıyoruz. Diğer tarafta az sıvıyağda irice doğradığımız mantarlarımızı suyunu bırakıp çekene kadar kavuruyoruz. Pesto sosumuzu ve kremamızı ekliyoruz 5 dakika kadar kısık ateşte yoğunlaşana kadar pişirip makarnamızla buluşturuyoruz. Üzerine karabiber çekiyoruz ve keyifle yiyoruz :))



Makarna mutuluktur çalışması :)